Sezgisel Yeme Ne Değildir?
- Büşra Ertüren
- 8 Haz 2021
- 5 dakikada okunur
Hayır, sadece acıktığınızda yemek yemek ve doyduğunuzda durmak demek değildir.

Son zamanlarda sezgisel yeme sosyal medyanın ilgisini çekmiş durumda. Artan ilgi beraberinde yanlış anlaşılmaları da getirdi. Sezgisel yeme üzerine çalışan bir beslenme uzmanı olarak, sezgisel yemenin ne olduğu ve nasıl çalıştığı ile ilgili bazı yanlış anlaşılmaları ortadan kaldırmaya yardımcı olmak istiyorum.
Çoğumuz yemekler ile ilgili doğuştan gelen kabiliyetimizi koruyamadık. Çok fazla dış etken yemekle ilgili içgüdülerimize müdehale etti. Tabağımızı son lokmaya kadar bitirmemizi söyleyen yetişkinler, yiyeceklerin üzerindeki “sağlıklı” ve “abur cubur” etiketleri, zayıflığın “ideal” olduğunu gösteren popüler kültür, medya ve reklamlar, kilomuz ile ilgili uyarı ve zorbalıklar…
Bu kadar çok dış mesaj aldıktan sonra yemekle ilgili sezgisel bilgeliğimizle yeniden bağlantı kurmak için yardıma ihtiyacımız var. Tam bu noktada yardımınıza sezgisel yeme ve diyet-dışı çalışan beslenme uzmanları geliyor.
Sezgisel yeme, yemek yemenin yanı sıra, yiyecekler ve bedeniniz ile yeniden bağlantı kurmanıza yardımcı olan prensiplerden oluşan bir yaklaşımdır. Neyi, ne zaman yiyeceğiniz veya yiyemeyeceğiniz konusundaki seçimleriniz, dış kurallara değil, kendi açlığınız ve tatminliğinize bağlıdır. Bu yüzden sezgisel yeme, diyet ve düzensiz yeme döngüsünde sıkışıp kalmış insanların, yemekle ilgili doğuştan gelen içgüdüleriyle tekrar temasa geçmelerine yardımcı olmak için geliştirildi.
Sezgisel yemenin ne olduğu hakkında fikir edindiğimize göre şimdi ne olmadığı ile ilgili bazı yanlış anlaşılmaları ortadan kaldıralım.
“Sezgisel yeme yalnızca acıktığınızda yemek ve doyduğunuz anda durmak demektir.”
Bu yanılgının neden yaygın olduğunu anlayabiliyorum. Ancak sezgisel yemenin on ilkesinden yalnızca iki tanesi açlığı onurlandırmak ve tokluğu anlamak ile ilgilidir.
Sanılanın aksine “mükemmel” açlık ve tokluk seviyelerinde yemek yemeyi takıntı haline getirmek, sezgisel yemeyi bir açlık-tokluk diyetine dönüştürür.
Her zaman yemek yemek için mükemmel açlıkta olmamıza gerek yoktur. Bazen yalnızca yiyeceğin tadı için, doğum günü gibi sosyal sebeplerden dolayı veya yiyeceğe bir süre erişemeyeceğimizi bildiğimiz, uzun bir yolculuk, ders veya toplantıdan önce öz bakım gereği, acıkmadan yemek yememiz gerekebilir.
Tokluğu anlamak, açlığı onurlandırmaktan daha zorlayıcı olabilir. Çünkü yiyecek yoksunluğundan ilk kez kurtulunduğunda, genellikle tokluk ipuçları bastırılır ve rahatsız hissedilen noktaya kadar yemek yemek yaygındır. İyi haber şu ki, tokluk sinyalleri yoksunluk duygusu gittikten sonra normale dönecektir.
Ana fikir, katı diyet kuralları vermek yerine, bedenimizin ve zihnimizin bizden ne istediğini dinleyerek yemek yemeyi öğrenmekle ilgilidir.
“Sezgisel yemek, hayatınız boyunca sadece çikolata ve hamburger yemek anlamına gelir.”
Belirli yiyeceklerden kendinizi mahrum bıraktığınızda, sezgisel yemenin ilk zamanlarında bu yiyecekleri ihtiyacınızdan fazla tüketmek çok normaldir. Buna balayı evresi de denir. Bu evrede, daha önce kendinize yasakladığınız (zihninizde de olsa), kek, pasta, börek, pizza, ekmek, cips ve hamburgerlere doyamadığınızı düşünebilirsiniz ancak bu geçicidir. Bir yiyecek “tabu” özelliğini kaybettiğinde ve artık ondan mahrum kalmadığınızı bildiğinizde artık diğer yiyeceklerden daha çekici gelmemeye başlar. Belirli bir yiyeceği düzenli olarak yediğinizde, o yiyeceğe alışmaya başlarsınız ve o karşı konulamaz yiyecek, zamanla çekiciliğini kaybeder.
Bu gerçekleştiğinde, pek çok insan, daha önce yasak olan ve takip ettikleri diyetler tarafından daha fazla teşvik edilen besinler de dahil olmak üzere çok çeşitli yiyecekleri yemekte daha özgür hisseder. İnsanlar, hala pasta ve hamburger gibi eğlenceli yiyecekler istemeye devam eder, ancak yalnızca onları değil başka birçok yiyeceği de istemeye başlarlar. Buna meyve ve sebzeler de dahil.
Şu anda “kötü” olarak gördüğünüz yiyeceklerle bir arzu/suçluluk döngüsüne saplanıp kalmış hissediyorsanız, bütün bu söylediklerim hayal gibi görünebilir ancak gerçek şu ki, birçok kişi için, yiyecekler üzerinde kontrol kaybı hissi yaratan şey yoksunluktur.
Kendinizi belirli gıdalardan mahrum bırakmak onları yalnızca daha çekici kılmakla kalmaz, aynı zamanda genel kalori kısıtlaması, beynimizi gıda ile ilgili uyaranlara, özellikle de en iştah açıcı olarak gördüğümüz gıdalara daha uyumlu hale getirebilir. Yalnızca fiziksel ve zihinsel yoksunluğu durdurduğumuzda, bu yiyeceklere karşı konulmaz bir şekilde çekildiğimizi hissetmeyi bırakabiliriz.
Balayı aşamasını geçmek zaman, pratik ve destek gerektirir ve onu bitmeye ne kadar çok zorlarsanız, o kadar uzun süre dayanma eğilimindedir. Ancak nihayetinde, sezgisel yeme ile hem tadı güzel olan hem de iyi hissetmenize yardımcı olan yiyecekleri seçebileceğiniz bir yere ulaşmak mümkündür.
“Sezgisel yeme bir kilo verme yöntemidir.”
Sezgisel yeme bir kilo verme yöntemi değildir. Sezgisel yeme ile kilo kaybını vaat eden herkes size başka bir diyet satmaya çalışıyordur. Yeme özgürlüğü yolculuğunuzda kilonuza olabilecek üç sonuç vardır; kilonuz artabilir, azalabilir veya sabit kalabilir.
Sezgisel yeme ve kilo verme yolculuğu birlikte yürüyemez. Çünkü sezgisel yeme ve kilo verme aynı sorunun cevabı değillerdir, hedefleri farklıdır. Bir hedef, diğer hedefin vazgeçmenizi gerektirdiği davranış değişikliklerini gerektirdiğinden dolayı, bu iki hedef için aynı anda çalışamazsınız.
Gerçek şu ki, sezgisel yeme kendi başına bir yolculuktur ve diyet zihniyetini gerçekten bırakabileceğimiz yere ulaşmak için, çaba vermemiz gerekir. O noktaya varmadan önce kilonuzu kontrol etme arzunuzu rafa kaldırmanız ve şu anki bedeninize saygı duymanız gerekir. Bunu yapabilmek için kendinize sorabilirsiniz; kilo verme arayışınız uzun vadede işe yaradı mı, daha düşük bir vücut ağırlığına ulaşmak için nelerden vazgeçmek zorunda kaldınız, fiziksel olarak iyi hissettiniz mi? Burada herkese uyan tek bir yaklaşım yoktur ancak daha derine inmek, başlamak için iyi bir yer olabilir.
“Sezgisel yeme, yeme bozukluğu olan kişiler için tehlikelidir.”
Sezgisel yemenin yeme bozukluğunun iyileştirilmesinde kullanılamayacağı efsanesi, sezgisel yemenin yalnızca açlık ve toklukla ilgili olduğu yanılgısına dayanmaktadır. Yeme bozuklukları açlık ve tokluk ipuçlarını güvenilmez hale getirebilir, çünkü düzensiz yeme, mide boşalmasında gecikme, kabızlık, mide bulantısı ve şişkinlik gibi sindirim bozukluklarına neden olabilir ve bu da insanların çok çabuk doymalarına ve uzun süre aç hissetmemelerine neden olabilir.
Aktif bir yeme bozukluğu sırasında, yalnızca açlık ve tokluk ipuçlarına dayalı olarak yemeye çalışmak, iyileşmeyi engelleyen ve sağlık sonuçlarını kötüleştiren kısıtlayıcı yeme ile sonuçlanabilir. Ancak açlığı onurlandırmak ve tokluğu hissetmek, sezgisel yemenin yalnızca bir kısmıdır. Diğer kısımların çoğu yeme bozukluklarının iyileşme süreci için önemlidir.
Diyet zihniyetini reddetmek, yiyeceklerle barışmak, yemek polisine meydan okumak, yemekten zevk ve memnuniyeti geri kazanmak ve bedene saygı duymak, kişilerin yeme bozukluklarından ve bozulmuş yeme davranışını iyileştirme yolculuğuna yardımcıdır.
2010 yılında araştırmacılar, sezgisel yemenin zihinsel sağlık sonuçları ve düzensiz yeme davranışları ile olan ilişkilerine bakmaya başladılar.
Yürüttükleri çalışma, sekiz yıl boyunca, ergenlikten genç yetişkinliğe kadar 1.500 katılımcıyı izledi. Sezgisel yeme, zihinsel sağlık, benlik saygısı ve daha fazlasının belirteçleri hakkında veri toplamak için anketleri kullanan araştırmacılar, sezgisel yemenin "daha iyi psikolojik ve davranışsal sağlığı öngördüğü" ve "psikolojik sağlığın iyileştirilmesi ve düzensiz yeme davranışlarının azaltılması" için değerli bir müdahale olabileceği sonucuna vardılar.
“Bir hastalık için beslenme planı uyguluyorsanız, sezgisel yeme çalışması yapamazsınız çünkü sezgisel yeme canınızın çektiği her şeyi, her zaman yemek demektir.”
Sezgisel yemenin diyet dışı bir yaklaşım olduğunu duyduğunuzda, tıbbi nedenlerle diyet yapması gereken kişiler için doğru bir yol olup olmadığını merak ediyor olabilirsiniz.
Belirli bir tıbbi rahatsızlığı olan kişilerin, bu durumu yönetebilmek için yeme alışkanlıklarını değiştirmeleri gerekebileceği doğrudur. Bu süreçte sezgisel yeme sadece tıbbi beslenme tedavisi ile uyumlu olmakla kalmaz aynı zamanda onu zenginleştirir. Tıbbi beslenme tedavisini, sezgisel yemenin prensiplerinden biri olan “nazik beslenme” ile destekler.
Sezgisel yeme beslenme tedavisinde kişiler için özerklik sağlar. Kişiler sezgisel yeme ile açlıklarını onurlandırır, böylece aşırı yeme olasılıkları azalır; koşulsuz yeme ilkesi ile yiyeceklerle barışır ve yemek yeme izinleri olduğunu anlarlar.
Araştırmalar, bir yasak listesi veya dayatma olmasındansa, kişilerin kendi başlarına bir şeyler çözme özerkliğine sahip olduklarında, uzun vadede çok daha sürdürülebilir öz bakım davranışlarını kazandıklarını gösteriyor. Kısa bir süre öz bakıma öncelik vermek ve ardandan tamamen bırakmak yerine, kısıtlama ve aşırıya kaçma olmadan beslenme alışkanlıkları sezgisel yeme ile iyileştirilebilir.
Sezgisel yeme, sadece tıbbi beslenme tedavisinin daha sürdürülebilir bir yolu olmakla kalmaz, aynı zamanda düzensiz yemeyi azaltmaya yardımcı olma potansiyeli göz önüne alındığında, bozulmuş yeme davranışının oluşma riskinin azaltılmasına da katkıda bulunur.
Soru ve görüşleriniz için,
Web : www.busraerturen.com
Instagram : dyt.busraerturen
E- mail : info@busraerturencom
Comments